Auschwitz Birkenau En Büyük Toplama ve İmha Kampı
Auschwitz-Birkenau, dünyanın en kötü şöhrete sahip
diktatörlerinden Adolf Hitler liderliğindeki Büyük Alman İmparatorluğu diğer
bir deyişle Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı sırasında kurulan en
büyük toplama ve imha kampı olarak bilinmektedir.
Auschwitz-Birkenau’nun ilk ana kampı olan Auschwitz I, 1940 yılında Polonya'nın Krakow şehrine 60 km uzaklıkta küçük bir şehir olan Oswiecim’de inşa edilmiştir. Bu kamp tüm kampların yönetim merkezi olarak kurulmuştur. Kampın faal olduğu süre içerisinde 70.000’den fazla Polonyalının ve savaş esirinin hayatını kaybettiği düşünülmektedir.
Auschwitz II ise Oswiecim’in ilçesi ve oldukça yakın bir köy
olan Brzezinka’da kurulmuştur. Auschwitz II zorla çalışma ve imha kampı olarak
kurulmuştur. Kampta esir tutulan yüzbinlerce kişi çok zor koşullarda, işkence
görerek çalışmaya zorlanmıştır. Zorlu hava koşullarında, imkansızlıklar
içerisinde hayatta kalmaya çalışırlarken, aynı zaman üzerlerinde çeşitli test ve
deneyler yapılmıştır. Bu kampta gaz odaları ve ölü yakma tesisleri bulunmaktadır.
Kampta çalışamayacak durumda olan esirler doğrudan gaz odalarına gönderilip,
ardından yakılmışlardır. Kampta çalışırken yaralanan, sakatlanan ya da iş göremez
halen gelen kişilerde yine gaz odalarına atılıp, sonrasında yakılmıştır.
Auschwitz III ise Oswiecim’e yakın bir diğer köy olan
Monowice köyünde inşa edilmiştir. Bu kampın da kuruluş amacı Alman sanayisine
köle işçiler temin etmekti. Krupp, IG Farben ve Siemens bu toplama kampı
kompleksi içerisinde çalışma tesisleri olan şirketlerdi. Kamplara yerleştirilen
esirler bu fabrikalarda son derece ağır şartlarda ve uzun sürelerde çalışmaya
zorlanmıştır.
Auschwitz-Birkenau'da Avrupa’nın dört bir yanından toplamda
1.3 milyon dolaylarında insan toplanmıştır. Kamplara yerleştirilen insanlardan,
yaklaşık 1 milyonu Yahudi olmak üzere toplamda 1.1 milyondan fazla insanın
çeşitli yollarla katledildiği düşünülmektedir. Öldürülen kişilerin yaklaşık 900.000’ni
değersiz bulunarak kamplara ulaşır ulaşmaz direkt gaz odalarına gönderilerek ya
da vurularak öldürülmüşlerdir. Kamplarda esir tutulan 200.000 kişi ise
hastalık, yetersiz beslenme, işkence ve çeşitli deneyler nedeniyle bir süre sonra
gaz odalarına gönderilerek öldürülmüştür. Kampta esir tutulan bir kişinin
ortalama yaşam ömrü 6 aydır. Birçoğu son derece ağır şartlarda haftanın her
günü, günde 10 saatten fazla çalışmaya zorlanmıştır. Zorlu şartlara dayanamayan
esirlerin gaz odalarına gönderilmesi ve ardından yakılması işlemi de yine diğer
esirler tarafından yapılmaya zorlanmıştır.
İkinci Dünya Savaşı öncesinde adı Oscwinchim olan Auschwitz,
yarısının Yahudi olduğu ve 14 bin dolaylarında yerel halkın yaşadığı sakin ve huzurlu
bir yerken, II. Dünya Savaşı sırasındaki tüm bu acımasız olaylara şahitlik eden,
Nazi dehşetinin sembolü bir yer haline gelmiştir. Nazi Almanyası tarafından işgal
edilen topraklarda kurulan kamplarda toplamda 6 milyondan fazla kişinin öldüğü tahmin
edilmektedir.
Auschwitz-Birkenau 1979 yılında UNESCO tarafından Dünya
Kültür Mirası listesine eklenmiştir. Kampın kalıntıları ve Auschwitz müzesi günümüzde
ziyaret edilebilmektedir ve tarihte yaşananları tüm gerçekliğiyle gözler önüne
sermektedir. Yazımın bitiminde bizzat tarafımdan çekilmiş ve Auschwitz-Birkenau’ya
ait olan fotoğrafları görebilirsiniz. Fotoğraflarla ilgili sırasıyla kısaca bilgi
de verecek olursam:
4. fotoğraf esirlerin kullandıkları tuvaletlerin fotoğrafıdır.
5. fotoğraf esirlerin üzerlerine kovalarla soğuk sular
dökülerek duş almalarının sağlandığı yerdir.
6. fotoğraf esirlerin çoğu zaman ikişerli, üçerli veya dörderli
olarak uyuma zorlandıkları yatakhane kısmıdır.
9. fotoğrafta yer alan binaların bir kısmı SS subaylarına
aitken, bir kısmında esirler üzerinde araştırma ve deneyler yapılan binalar
bulunmaktadır.
10. fotoğrafta kampın ana girişinde yer alan ‘’Çalışmak Özgürleştirir’’
anlamına gelen ünlü “ARBEIT MACHT FREI’’ sözü yer almaktadır.
12. fotoğraftaki alan ise esirlerin kurşuna dizilerek öldürüldükleri bir bölüm yer almaktadır. Mevcut kurşun izlerinin sayısı o kadar fazladır ki artık bir desen gibi görünmektedir.
0 comments